Kediye kedi videosu, Bi de kendi videosu. Şiir bu kadar. 📸: @pantelisbandeli
Adım Zebercet. Ze-ber-cet. Bi kere duyanın unutamayacağı bi isim… Perşembe (7 Şubat) Toy İzmir ✌️ / 14 Şubat Oyun Atölyesi/ 27 Şubat Toy İstanbul
Anayurt Oteli: Zebercet prömiyer yapıyor bugün. Ben prömiyer yapıyorum. Bir iki kelam etmek gerek diye düşündüm. Yalan. Düşünmedim. Sevmem ki böyle şeyleri. Yani bu oyunculuk meselesi ne biliyim, neyse. Bir iki şey söylemek gerek diye düşündüm. Gerek düşündüm gerek düşündüm. Nedir bu gerek düşündümler. Yaziyim dedim işte. Yalan. Sevmiyorum ki. Hoşuma gidiyo ama şimdi. Ama bakın, Zebercet özelliğidir bunlar. Bu en iyisini söylerim diye beklemek, susmak. Başkasından çok kendi canını sıkmak. Bu da değişik türden bi kibirdir. Bir taşralının, bir yer altı adamının kibridir bu. Sınıfsaldır da biraz. Bugüne kadar hep en iyisi olsun diye uğraştığı şeylerin en iyisi olmayan biri tarafından yapıldığını anlaması uzun sürer. Çünkü içinde ara ara samimi potansiyelin volkanı patlar. Bak hala… Bari bugün yapmiyim bunu. Bari dün yapmiyim. Çünkü bakın bu Zebercetler hiç az değildir. Onun gibi cinayetler işleyip, insan onurunu lekelemeye gerek yok ona benzemek için. Ben mesela. İyi bir örneğiyim onun. Sen de belki. Sadece onun sevgiye uğramış haliyim ben. Ne büyük şans. Burdan teşekkür filan ediyim de sıkılalım. Etmeyeyim de. Sıkılmayalım. Neyse, Diyor ki Zebercet; (yani Atılgan) yeryüzünde canlı kalmanın bi bakıma suç işlemeden olmayacağını bilmeyen, kendini suçsuz sanan, masum sanan insanlardan çekiniyorum, hatta utanıyorum. Hepinizden utanıyor, bazılarınızı seviyorum. Çok seviyorum. Aklına geldiklerime teşekkür ederim. Ne çok insanın aklına geliyorum. Yusuf Atılgan’ın ruhuna değsin de incitmesin onu. Öyle umuyorum. Başka şey istemiyorum. Bu hikâye böyle değil. Prömiyer bugün değil. Dündü. Bugün de var. Çünkü taslaklara kaydedildi. Oyuncakları getiren Firuze’ye, bi bankta oturup göz kulak olan Kerem’e, şöyle bi park var gidin diyen Özgür’e. Parkın görevlileri Nazan’a ve Barkın’a… Ve Talimhane’ye… Sevgiyle…
Anayurt Oteli: Zebercet prömiyer yapıyor bugün. Ben prömiyer yapıyorum. Bir iki kelam etmek gerek diye düşündüm. Yalan. Düşünmedim. Sevmem ki böyle şeyleri. Yani bu oyunculuk meselesi ne biliyim, neyse. Bir iki şey söylemek gerek diye düşündüm. Gerek düşündüm gerek düşündüm. Nedir bu gerek düşündümler. Yaziyim dedim işte. Yalan. Sevmiyorum ki. Hoşuma gidiyo ama şimdi. Ama bakın, Zebercet özelliğidir bunlar. Bu en iyisini söylerim diye beklemek, susmak. Başkasından çok kendi canını sıkmak. Bu da değişik türden bi kibirdir. Bir taşralının, bir yer altı adamının kibridir bu. Sınıfsaldır da biraz. Bugüne kadar hep en iyisi olsun diye uğraştığı şeylerin en iyisi olmayan biri tarafından yapıldığını anlaması uzun sürer. Çünkü içinde ara ara samimi potansiyelin volkanı patlar. Bak hala… Bari bugün yapmiyim bunu. Bari dün yapmiyim. Çünkü bakın bu Zebercetler hiç az değildir. Onun gibi cinayetler işleyip, insan onurunu lekelemeye gerek yok ona benzemek için. Ben mesela. İyi bir örneğiyim onun. Sen de belki. Sadece onun sevgiye uğramış haliyim ben. Ne büyük şans. Burdan teşekkür filan ediyim de sıkılalım. Etmeyeyim de. Sıkılmayalım. Neyse, Diyor ki Zebercet; (yani Atılgan) yeryüzünde canlı kalmanın bi bakıma suç işlemeden olmayacağını bilmeyen, kendini suçsuz sanan, masum sanan insanlardan çekiniyorum, hatta utanıyorum. Hepinizden utanıyor, bazılarınızı seviyorum. Çok seviyorum. Aklına geldiklerime teşekkür ederim. Ne çok insanın aklına geliyorum. Yusuf Atılgan’ın ruhuna değsin de incitmesin onu. Öyle umuyorum. Başka şey istemiyorum. Bu hikâye böyle değil. Prömiyer bugün değil. Dündü. Bugün de var. Çünkü taslaklara kaydedildi. Oyuncakları getiren Firuze’ye, bi bankta oturup göz kulak olan Kerem’e, şöyle bi park var gidin diyen Özgür’e. Parkın görevlileri Nazan’a ve Barkın’a… Ve Talimhane’ye… Sevgiyle…
Anayurt Oteli: Zebercet prömiyer yapıyor bugün. Ben prömiyer yapıyorum. Bir iki kelam etmek gerek diye düşündüm. Yalan. Düşünmedim. Sevmem ki böyle şeyleri. Yani bu oyunculuk meselesi ne biliyim, neyse. Bir iki şey söylemek gerek diye düşündüm. Gerek düşündüm gerek düşündüm. Nedir bu gerek düşündümler. Yaziyim dedim işte. Yalan. Sevmiyorum ki. Hoşuma gidiyo ama şimdi. Ama bakın, Zebercet özelliğidir bunlar. Bu en iyisini söylerim diye beklemek, susmak. Başkasından çok kendi canını sıkmak. Bu da değişik türden bi kibirdir. Bir taşralının, bir yer altı adamının kibridir bu. Sınıfsaldır da biraz. Bugüne kadar hep en iyisi olsun diye uğraştığı şeylerin en iyisi olmayan biri tarafından yapıldığını anlaması uzun sürer. Çünkü içinde ara ara samimi potansiyelin volkanı patlar. Bak hala… Bari bugün yapmiyim bunu. Bari dün yapmiyim. Çünkü bakın bu Zebercetler hiç az değildir. Onun gibi cinayetler işleyip, insan onurunu lekelemeye gerek yok ona benzemek için. Ben mesela. İyi bir örneğiyim onun. Sen de belki. Sadece onun sevgiye uğramış haliyim ben. Ne büyük şans. Burdan teşekkür filan ediyim de sıkılalım. Etmeyeyim de. Sıkılmayalım. Neyse, Diyor ki Zebercet; (yani Atılgan) yeryüzünde canlı kalmanın bi bakıma suç işlemeden olmayacağını bilmeyen, kendini suçsuz sanan, masum sanan insanlardan çekiniyorum, hatta utanıyorum. Hepinizden utanıyor, bazılarınızı seviyorum. Çok seviyorum. Aklına geldiklerime teşekkür ederim. Ne çok insanın aklına geliyorum. Yusuf Atılgan’ın ruhuna değsin de incitmesin onu. Öyle umuyorum. Başka şey istemiyorum. Bu hikâye böyle değil. Prömiyer bugün değil. Dündü. Bugün de var. Çünkü taslaklara kaydedildi. Oyuncakları getiren Firuze’ye, bi bankta oturup göz kulak olan Kerem’e, şöyle bi park var gidin diyen Özgür’e. Parkın görevlileri Nazan’a ve Barkın’a… Ve Talimhane’ye… Sevgiyle…
kitsch or regular 1998 / @pantelisbandeli
İvan İlyiç Ağustos’un ortasında derin bir iç çekti. Mutluydu. #tbt
Geliyo.
“Topal Şükran’ın Maceraları” 📸: @textpistols
#ahasuman
“Meydanda ölüm olunca, savaşın hikayesi anlatmaya değer oluyor.”
Halen Floransa’da sergilenmektedir. #zebercet #bursa #nilüfertiyatrofestivali
Varız. 📸: @kaanmujdeci
Yazdığım son şey “İçimdeki Yangın” ilk kez Heidelberg’te okundu. Oynanır da bi gün. 20:30’da. Yol olanlarla, yol açanlarla karşılaştığım için şanslıyım. Şimdilik burda dursun. 🙂 #Repost @danzon_1.0 with @make_repost ・・・ q&a with Halil Babür ile soru- cevap #halilbabür #stuema19 #heidelbergerstückemarkt19
“Yeryüzünde her şey olağan, her şey.” 27-28 Kasım @oyunatolyesi Afiş: Önder Sakıp Dündar @onder_cyp