dedecim, biriciğim, güzel yüreklim. sen benim tanıdığım en dürüst en kıyak insandın. meyven, kabak çekirdeğin, aksiyon sineman tamamsa başka bişi aramazsın. birisi seninle inatlaşmadı mı, tane tane anlattımı kızmaz anlarsın. sabah şöyle bi 5-10 km yürüdünmüydü tamam. akşam vaktine doğru bi kaç el tavla bitti gitti.
anlatırdın hep. savaş görüp, 16-17 yaşlarında İstanköyden kayıkla Bodruma’a yanaşmış. bi akrabaların varmış çukurcuma’da onların yanına gidene kadar sokaklarda kalmış, mendil, çorap satmışsın. bi başına istanbul’da yaşamayı başarıp anneanneme göz koymuşsun:) bir oğul ve bir kız çocuğu sahibi olmuş onlara da aslanlar gibi bakmışsın. anneannem kazandıklarını değerlendirmiş, sen hep çalışmışsın. mahmutpaşa’da esnaf olmuş, bu sefer çorap makinası ve iğnesi satmışsın( ne ilginç bir meslek diye düşünmeden edemezdim)
buradan sonrası da benden olsun. beni bi hafta sonu parksız, bisikletsiz bırakmadın.tavla oynamayı, iyi insan olmayı, dürüst yaşamanın anlamını sen öğrettin. çalışkanlığı da sende gördüm, emekliliğin tadının nasıl çıkarılacağını da. bayram namazına da seninle gittim,teravih namazına da. sonra gitmeyi bırakınca da kızmadın. açık fikirli adamdın, onaylamadığın şeye keşke yapmasan der karışmazdın. en azından bana. hep güvenir sırtımı sıvazlardın. akıllı çocuksun diye severdin beni. ben de seni çok severdim dede çok. J burgere de sen götürürdün, sahilde kayıkçı arkadaşlarının yanına da. fenerbahçe mahallesinde hasan’ın torunu olmanın imtiyazlarını yaşattın bana. dede oldun, baba oldun. herkese oldun bi bana değil, kapın sofran hep açıktı. eski alışkanlık herhalde herkese çorap hediye ederdin. bi insan bu kadar meyve yer mi arkadaş diye hayret ederdik kuzenlerle. bi de 96 yaşındasın diye mi ne hep hiç ölmicek herhalde diye gülerdik aramızda :(((((
seni çok seviyorum dedem, Allah rahmet eylesin😔😔😔
dedecim, biriciğim, güzel yüreklim. sen benim tanıdığım en dürüst en kıyak insandın. meyven, kabak çekirdeğin, aksiyon sineman tamamsa başka bişi aramazsın. birisi seninle inatlaşmadı mı, tane tane anlattımı kızmaz anlarsın. sabah şöyle bi 5-10 km yürüdünmüydü tamam. akşam vaktine doğru bi kaç el tavla bitti gitti.
anlatırdın hep. savaş görüp, 16-17 yaşlarında İstanköyden kayıkla Bodruma’a yanaşmış. bi akrabaların varmış çukurcuma’da onların yanına gidene kadar sokaklarda kalmış, mendil, çorap satmışsın. bi başına istanbul’da yaşamayı başarıp anneanneme göz koymuşsun:) bir oğul ve bir kız çocuğu sahibi olmuş onlara da aslanlar gibi bakmışsın. anneannem kazandıklarını değerlendirmiş, sen hep çalışmışsın. mahmutpaşa’da esnaf olmuş, bu sefer çorap makinası ve iğnesi satmışsın( ne ilginç bir meslek diye düşünmeden edemezdim)
buradan sonrası da benden olsun. beni bi hafta sonu parksız, bisikletsiz bırakmadın.tavla oynamayı, iyi insan olmayı, dürüst yaşamanın anlamını sen öğrettin. çalışkanlığı da sende gördüm, emekliliğin tadının nasıl çıkarılacağını da. bayram namazına da seninle gittim,teravih namazına da. sonra gitmeyi bırakınca da kızmadın. açık fikirli adamdın, onaylamadığın şeye keşke yapmasan der karışmazdın. en azından bana. hep güvenir sırtımı sıvazlardın. akıllı çocuksun diye severdin beni. ben de seni çok severdim dede çok. J burgere de sen götürürdün, sahilde kayıkçı arkadaşlarının yanına da. fenerbahçe mahallesinde hasan’ın torunu olmanın imtiyazlarını yaşattın bana. dede oldun, baba oldun. herkese oldun bi bana değil, kapın sofran hep açıktı. eski alışkanlık herhalde herkese çorap hediye ederdin. bi insan bu kadar meyve yer mi arkadaş diye hayret ederdik kuzenlerle. bi de 96 yaşındasın diye mi ne hep hiç ölmicek herhalde diye gülerdik aramızda :(((((
seni çok seviyorum dedem, Allah rahmet eylesin😔😔😔
dedecim, biriciğim, güzel yüreklim. sen benim tanıdığım en dürüst en kıyak insandın. meyven, kabak çekirdeğin, aksiyon sineman tamamsa başka bişi aramazsın. birisi seninle inatlaşmadı mı, tane tane anlattımı kızmaz anlarsın. sabah şöyle bi 5-10 km yürüdünmüydü tamam. akşam vaktine doğru bi kaç el tavla bitti gitti.
anlatırdın hep. savaş görüp, 16-17 yaşlarında İstanköyden kayıkla Bodruma’a yanaşmış. bi akrabaların varmış çukurcuma’da onların yanına gidene kadar sokaklarda kalmış, mendil, çorap satmışsın. bi başına istanbul’da yaşamayı başarıp anneanneme göz koymuşsun:) bir oğul ve bir kız çocuğu sahibi olmuş onlara da aslanlar gibi bakmışsın. anneannem kazandıklarını değerlendirmiş, sen hep çalışmışsın. mahmutpaşa’da esnaf olmuş, bu sefer çorap makinası ve iğnesi satmışsın( ne ilginç bir meslek diye düşünmeden edemezdim)
buradan sonrası da benden olsun. beni bi hafta sonu parksız, bisikletsiz bırakmadın.tavla oynamayı, iyi insan olmayı, dürüst yaşamanın anlamını sen öğrettin. çalışkanlığı da sende gördüm, emekliliğin tadının nasıl çıkarılacağını da. bayram namazına da seninle gittim,teravih namazına da. sonra gitmeyi bırakınca da kızmadın. açık fikirli adamdın, onaylamadığın şeye keşke yapmasan der karışmazdın. en azından bana. hep güvenir sırtımı sıvazlardın. akıllı çocuksun diye severdin beni. ben de seni çok severdim dede çok. J burgere de sen götürürdün, sahilde kayıkçı arkadaşlarının yanına da. fenerbahçe mahallesinde hasan’ın torunu olmanın imtiyazlarını yaşattın bana. dede oldun, baba oldun. herkese oldun bi bana değil, kapın sofran hep açıktı. eski alışkanlık herhalde herkese çorap hediye ederdin. bi insan bu kadar meyve yer mi arkadaş diye hayret ederdik kuzenlerle. bi de 96 yaşındasın diye mi ne hep hiç ölmicek herhalde diye gülerdik aramızda :(((((
seni çok seviyorum dedem, Allah rahmet eylesin😔😔😔
dedecim, biriciğim, güzel yüreklim. sen benim tanıdığım en dürüst en kıyak insandın. meyven, kabak çekirdeğin, aksiyon sineman tamamsa başka bişi aramazsın. birisi seninle inatlaşmadı mı, tane tane anlattımı kızmaz anlarsın. sabah şöyle bi 5-10 km yürüdünmüydü tamam. akşam vaktine doğru bi kaç el tavla bitti gitti.
anlatırdın hep. savaş görüp, 16-17 yaşlarında İstanköyden kayıkla Bodruma’a yanaşmış. bi akrabaların varmış çukurcuma’da onların yanına gidene kadar sokaklarda kalmış, mendil, çorap satmışsın. bi başına istanbul’da yaşamayı başarıp anneanneme göz koymuşsun:) bir oğul ve bir kız çocuğu sahibi olmuş onlara da aslanlar gibi bakmışsın. anneannem kazandıklarını değerlendirmiş, sen hep çalışmışsın. mahmutpaşa’da esnaf olmuş, bu sefer çorap makinası ve iğnesi satmışsın( ne ilginç bir meslek diye düşünmeden edemezdim)
buradan sonrası da benden olsun. beni bi hafta sonu parksız, bisikletsiz bırakmadın.tavla oynamayı, iyi insan olmayı, dürüst yaşamanın anlamını sen öğrettin. çalışkanlığı da sende gördüm, emekliliğin tadının nasıl çıkarılacağını da. bayram namazına da seninle gittim,teravih namazına da. sonra gitmeyi bırakınca da kızmadın. açık fikirli adamdın, onaylamadığın şeye keşke yapmasan der karışmazdın. en azından bana. hep güvenir sırtımı sıvazlardın. akıllı çocuksun diye severdin beni. ben de seni çok severdim dede çok. J burgere de sen götürürdün, sahilde kayıkçı arkadaşlarının yanına da. fenerbahçe mahallesinde hasan’ın torunu olmanın imtiyazlarını yaşattın bana. dede oldun, baba oldun. herkese oldun bi bana değil, kapın sofran hep açıktı. eski alışkanlık herhalde herkese çorap hediye ederdin. bi insan bu kadar meyve yer mi arkadaş diye hayret ederdik kuzenlerle. bi de 96 yaşındasın diye mi ne hep hiç ölmicek herhalde diye gülerdik aramızda :(((((
seni çok seviyorum dedem, Allah rahmet eylesin😔😔😔
dedecim, biriciğim, güzel yüreklim. sen benim tanıdığım en dürüst en kıyak insandın. meyven, kabak çekirdeğin, aksiyon sineman tamamsa başka bişi aramazsın. birisi seninle inatlaşmadı mı, tane tane anlattımı kızmaz anlarsın. sabah şöyle bi 5-10 km yürüdünmüydü tamam. akşam vaktine doğru bi kaç el tavla bitti gitti.
anlatırdın hep. savaş görüp, 16-17 yaşlarında İstanköyden kayıkla Bodruma’a yanaşmış. bi akrabaların varmış çukurcuma’da onların yanına gidene kadar sokaklarda kalmış, mendil, çorap satmışsın. bi başına istanbul’da yaşamayı başarıp anneanneme göz koymuşsun:) bir oğul ve bir kız çocuğu sahibi olmuş onlara da aslanlar gibi bakmışsın. anneannem kazandıklarını değerlendirmiş, sen hep çalışmışsın. mahmutpaşa’da esnaf olmuş, bu sefer çorap makinası ve iğnesi satmışsın( ne ilginç bir meslek diye düşünmeden edemezdim)
buradan sonrası da benden olsun. beni bi hafta sonu parksız, bisikletsiz bırakmadın.tavla oynamayı, iyi insan olmayı, dürüst yaşamanın anlamını sen öğrettin. çalışkanlığı da sende gördüm, emekliliğin tadının nasıl çıkarılacağını da. bayram namazına da seninle gittim,teravih namazına da. sonra gitmeyi bırakınca da kızmadın. açık fikirli adamdın, onaylamadığın şeye keşke yapmasan der karışmazdın. en azından bana. hep güvenir sırtımı sıvazlardın. akıllı çocuksun diye severdin beni. ben de seni çok severdim dede çok. J burgere de sen götürürdün, sahilde kayıkçı arkadaşlarının yanına da. fenerbahçe mahallesinde hasan’ın torunu olmanın imtiyazlarını yaşattın bana. dede oldun, baba oldun. herkese oldun bi bana değil, kapın sofran hep açıktı. eski alışkanlık herhalde herkese çorap hediye ederdin. bi insan bu kadar meyve yer mi arkadaş diye hayret ederdik kuzenlerle. bi de 96 yaşındasın diye mi ne hep hiç ölmicek herhalde diye gülerdik aramızda :(((((
seni çok seviyorum dedem, Allah rahmet eylesin😔😔😔
dedecim, biriciğim, güzel yüreklim. sen benim tanıdığım en dürüst en kıyak insandın. meyven, kabak çekirdeğin, aksiyon sineman tamamsa başka bişi aramazsın. birisi seninle inatlaşmadı mı, tane tane anlattımı kızmaz anlarsın. sabah şöyle bi 5-10 km yürüdünmüydü tamam. akşam vaktine doğru bi kaç el tavla bitti gitti.
anlatırdın hep. savaş görüp, 16-17 yaşlarında İstanköyden kayıkla Bodruma’a yanaşmış. bi akrabaların varmış çukurcuma’da onların yanına gidene kadar sokaklarda kalmış, mendil, çorap satmışsın. bi başına istanbul’da yaşamayı başarıp anneanneme göz koymuşsun:) bir oğul ve bir kız çocuğu sahibi olmuş onlara da aslanlar gibi bakmışsın. anneannem kazandıklarını değerlendirmiş, sen hep çalışmışsın. mahmutpaşa’da esnaf olmuş, bu sefer çorap makinası ve iğnesi satmışsın( ne ilginç bir meslek diye düşünmeden edemezdim)
buradan sonrası da benden olsun. beni bi hafta sonu parksız, bisikletsiz bırakmadın.tavla oynamayı, iyi insan olmayı, dürüst yaşamanın anlamını sen öğrettin. çalışkanlığı da sende gördüm, emekliliğin tadının nasıl çıkarılacağını da. bayram namazına da seninle gittim,teravih namazına da. sonra gitmeyi bırakınca da kızmadın. açık fikirli adamdın, onaylamadığın şeye keşke yapmasan der karışmazdın. en azından bana. hep güvenir sırtımı sıvazlardın. akıllı çocuksun diye severdin beni. ben de seni çok severdim dede çok. J burgere de sen götürürdün, sahilde kayıkçı arkadaşlarının yanına da. fenerbahçe mahallesinde hasan’ın torunu olmanın imtiyazlarını yaşattın bana. dede oldun, baba oldun. herkese oldun bi bana değil, kapın sofran hep açıktı. eski alışkanlık herhalde herkese çorap hediye ederdin. bi insan bu kadar meyve yer mi arkadaş diye hayret ederdik kuzenlerle. bi de 96 yaşındasın diye mi ne hep hiç ölmicek herhalde diye gülerdik aramızda :(((((
seni çok seviyorum dedem, Allah rahmet eylesin😔😔😔
dedecim, biriciğim, güzel yüreklim. sen benim tanıdığım en dürüst en kıyak insandın. meyven, kabak çekirdeğin, aksiyon sineman tamamsa başka bişi aramazsın. birisi seninle inatlaşmadı mı, tane tane anlattımı kızmaz anlarsın. sabah şöyle bi 5-10 km yürüdünmüydü tamam. akşam vaktine doğru bi kaç el tavla bitti gitti.
anlatırdın hep. savaş görüp, 16-17 yaşlarında İstanköyden kayıkla Bodruma’a yanaşmış. bi akrabaların varmış çukurcuma’da onların yanına gidene kadar sokaklarda kalmış, mendil, çorap satmışsın. bi başına istanbul’da yaşamayı başarıp anneanneme göz koymuşsun:) bir oğul ve bir kız çocuğu sahibi olmuş onlara da aslanlar gibi bakmışsın. anneannem kazandıklarını değerlendirmiş, sen hep çalışmışsın. mahmutpaşa’da esnaf olmuş, bu sefer çorap makinası ve iğnesi satmışsın( ne ilginç bir meslek diye düşünmeden edemezdim)
buradan sonrası da benden olsun. beni bi hafta sonu parksız, bisikletsiz bırakmadın.tavla oynamayı, iyi insan olmayı, dürüst yaşamanın anlamını sen öğrettin. çalışkanlığı da sende gördüm, emekliliğin tadının nasıl çıkarılacağını da. bayram namazına da seninle gittim,teravih namazına da. sonra gitmeyi bırakınca da kızmadın. açık fikirli adamdın, onaylamadığın şeye keşke yapmasan der karışmazdın. en azından bana. hep güvenir sırtımı sıvazlardın. akıllı çocuksun diye severdin beni. ben de seni çok severdim dede çok. J burgere de sen götürürdün, sahilde kayıkçı arkadaşlarının yanına da. fenerbahçe mahallesinde hasan’ın torunu olmanın imtiyazlarını yaşattın bana. dede oldun, baba oldun. herkese oldun bi bana değil, kapın sofran hep açıktı. eski alışkanlık herhalde herkese çorap hediye ederdin. bi insan bu kadar meyve yer mi arkadaş diye hayret ederdik kuzenlerle. bi de 96 yaşındasın diye mi ne hep hiç ölmicek herhalde diye gülerdik aramızda :(((((
seni çok seviyorum dedem, Allah rahmet eylesin😔😔😔
dedecim, biriciğim, güzel yüreklim. sen benim tanıdığım en dürüst en kıyak insandın. meyven, kabak çekirdeğin, aksiyon sineman tamamsa başka bişi aramazsın. birisi seninle inatlaşmadı mı, tane tane anlattımı kızmaz anlarsın. sabah şöyle bi 5-10 km yürüdünmüydü tamam. akşam vaktine doğru bi kaç el tavla bitti gitti.
anlatırdın hep. savaş görüp, 16-17 yaşlarında İstanköyden kayıkla Bodruma’a yanaşmış. bi akrabaların varmış çukurcuma’da onların yanına gidene kadar sokaklarda kalmış, mendil, çorap satmışsın. bi başına istanbul’da yaşamayı başarıp anneanneme göz koymuşsun:) bir oğul ve bir kız çocuğu sahibi olmuş onlara da aslanlar gibi bakmışsın. anneannem kazandıklarını değerlendirmiş, sen hep çalışmışsın. mahmutpaşa’da esnaf olmuş, bu sefer çorap makinası ve iğnesi satmışsın( ne ilginç bir meslek diye düşünmeden edemezdim)
buradan sonrası da benden olsun. beni bi hafta sonu parksız, bisikletsiz bırakmadın.tavla oynamayı, iyi insan olmayı, dürüst yaşamanın anlamını sen öğrettin. çalışkanlığı da sende gördüm, emekliliğin tadının nasıl çıkarılacağını da. bayram namazına da seninle gittim,teravih namazına da. sonra gitmeyi bırakınca da kızmadın. açık fikirli adamdın, onaylamadığın şeye keşke yapmasan der karışmazdın. en azından bana. hep güvenir sırtımı sıvazlardın. akıllı çocuksun diye severdin beni. ben de seni çok severdim dede çok. J burgere de sen götürürdün, sahilde kayıkçı arkadaşlarının yanına da. fenerbahçe mahallesinde hasan’ın torunu olmanın imtiyazlarını yaşattın bana. dede oldun, baba oldun. herkese oldun bi bana değil, kapın sofran hep açıktı. eski alışkanlık herhalde herkese çorap hediye ederdin. bi insan bu kadar meyve yer mi arkadaş diye hayret ederdik kuzenlerle. bi de 96 yaşındasın diye mi ne hep hiç ölmicek herhalde diye gülerdik aramızda :(((((
seni çok seviyorum dedem, Allah rahmet eylesin😔😔😔
dedecim, biriciğim, güzel yüreklim. sen benim tanıdığım en dürüst en kıyak insandın. meyven, kabak çekirdeğin, aksiyon sineman tamamsa başka bişi aramazsın. birisi seninle inatlaşmadı mı, tane tane anlattımı kızmaz anlarsın. sabah şöyle bi 5-10 km yürüdünmüydü tamam. akşam vaktine doğru bi kaç el tavla bitti gitti.
anlatırdın hep. savaş görüp, 16-17 yaşlarında İstanköyden kayıkla Bodruma’a yanaşmış. bi akrabaların varmış çukurcuma’da onların yanına gidene kadar sokaklarda kalmış, mendil, çorap satmışsın. bi başına istanbul’da yaşamayı başarıp anneanneme göz koymuşsun:) bir oğul ve bir kız çocuğu sahibi olmuş onlara da aslanlar gibi bakmışsın. anneannem kazandıklarını değerlendirmiş, sen hep çalışmışsın. mahmutpaşa’da esnaf olmuş, bu sefer çorap makinası ve iğnesi satmışsın( ne ilginç bir meslek diye düşünmeden edemezdim)
buradan sonrası da benden olsun. beni bi hafta sonu parksız, bisikletsiz bırakmadın.tavla oynamayı, iyi insan olmayı, dürüst yaşamanın anlamını sen öğrettin. çalışkanlığı da sende gördüm, emekliliğin tadının nasıl çıkarılacağını da. bayram namazına da seninle gittim,teravih namazına da. sonra gitmeyi bırakınca da kızmadın. açık fikirli adamdın, onaylamadığın şeye keşke yapmasan der karışmazdın. en azından bana. hep güvenir sırtımı sıvazlardın. akıllı çocuksun diye severdin beni. ben de seni çok severdim dede çok. J burgere de sen götürürdün, sahilde kayıkçı arkadaşlarının yanına da. fenerbahçe mahallesinde hasan’ın torunu olmanın imtiyazlarını yaşattın bana. dede oldun, baba oldun. herkese oldun bi bana değil, kapın sofran hep açıktı. eski alışkanlık herhalde herkese çorap hediye ederdin. bi insan bu kadar meyve yer mi arkadaş diye hayret ederdik kuzenlerle. bi de 96 yaşındasın diye mi ne hep hiç ölmicek herhalde diye gülerdik aramızda :(((((
seni çok seviyorum dedem, Allah rahmet eylesin😔😔😔
yeni arkadaşıma geldim🫶
yeni arkadaşıma geldim🫶
yeni arkadaşıma geldim🫶
iki seçenek var, ya Moda ya Ada 👨👧
iki seçenek var, ya Moda ya Ada 👨👧
iki seçenek var, ya Moda ya Ada 👨👧
iki seçenek var, ya Moda ya Ada 👨👧
iki seçenek var, ya Moda ya Ada 👨👧
iki seçenek var, ya Moda ya Ada 👨👧
Rahat, havalı, karizmatik, göz alıcı… Peugeot 508, tek kelime ile anlatılamayacak kadar muhteşem!
#Peugeot508
#GözAlıcıSürüş @peugeotturkiye #işbirliği
Rahat, havalı, karizmatik, göz alıcı… Peugeot 508, tek kelime ile anlatılamayacak kadar muhteşem!
#Peugeot508
#GözAlıcıSürüş @peugeotturkiye #işbirliği
canım @burcuyetis 🖤
Eğlenmeye hazır mısın?
Ek İş sahnesinde seni çok eğlenceli bir deneyim bekliyor!
İrlanda ruhunu seviyorsan ve ‘’Zamanı dondurup anın tadını çıkarmayı özledim’’ diyorsan bizi takip et!
#TheIrishSpirit #TheIrishSpiritxUrazKaygılaroğlu #UrazKaygılaroğlu
İrlanda ruhunu birlikte yaşamaya ne dersin?
Ek İş sahnesinde seni çok eğlenceli bir deneyim bekliyor!
Biz çok heyecanlıyız.
Detaylar için takip et!
#TheIrishSpirit #TheIrishSpiritxUrazKaygılaroğlu #UrazKaygılaroğlu
’’Ruhuna iyi gelecek her şey burada. Eğlence, özgürlük ve müzik!’’
@urazka ile her dakikasının tadına doyamadığımız, birlikte önce kendimizi sonra İrlanda ruhunu keşfettiğimiz bir yola çıktık.
Bu yol çok keyifli ve seninle daha da özel!
Sen de içindeki İrlandalıya ses ver ve bize katıl!
#TheIrishSpirit #TheIrishSpiritxUrazKaygılaroğlu #UrazKaygılaroğlu