Bulurlar bizi, dağ başında da olsa, hamdolsun ♥️🐕🦺🍁💚🍂🌳
Bulurlar bizi, dağ başında da olsa, hamdolsun ♥️🐕🦺🍁💚🍂🌳
Bulurlar bizi, dağ başında da olsa, hamdolsun ♥️🐕🦺🍁💚🍂🌳
Bulurlar bizi, dağ başında da olsa, hamdolsun ♥️🐕🦺🍁💚🍂🌳
Bulurlar bizi, dağ başında da olsa, hamdolsun ♥️🐕🦺🍁💚🍂🌳
Bulurlar bizi, dağ başında da olsa, hamdolsun ♥️🐕🦺🍁💚🍂🌳
Bulurlar bizi, dağ başında da olsa, hamdolsun ♥️🐕🦺🍁💚🍂🌳
Bulurlar bizi, dağ başında da olsa, hamdolsun ♥️🐕🦺🍁💚🍂🌳
Bulurlar bizi, dağ başında da olsa, hamdolsun ♥️🐕🦺🍁💚🍂🌳
Bulurlar bizi, dağ başında da olsa, hamdolsun ♥️🐕🦺🍁💚🍂🌳
Bulurlar bizi, dağ başında da olsa, hamdolsun ♥️🐕🦺🍁💚🍂🌳
Bulurlar bizi, dağ başında da olsa, hamdolsun ♥️🐕🦺🍁💚🍂🌳
İki üç gündür üst üste geldi.Karşılaştığım herkes şikayette…Kimi işinden kimi eşinden, çoğunluk ekonomiden ve gidişattan şikayetçi. Şikayet şikayeti doğurur malumunuz, şükür ise şükürü. Odaklandığımız herşey büyüyor, malum kuantum fiziği yasası, ispatlandı.Gözlemleyen gözlemleneni değiştiriyor, ispatlandı. Eyvallah ekonomik olarak durumumuz ortada, alım gücü ortada, eyvallah tamam.Bütün öngörüler bu darboğazdan geçmeye devam edeceğimizi de bir süre daha söylüyor, tamam. Şikayet enerjisinde suçlama var malum.Ben ve sen var, mağduriyet ve kurban psikolojisi var.Öyle miyiz gerçekten, yoksa sistemin sistemli bir biçimde şişirdiği egolarımız ile bir tık şımarmış olabilir miyiz? Dibimizde bütün dünyanın sustuğu bir savaş var.Açlıktan, sefaletten ölen bebekler var.Gözümüzün önünde oluyor bunlar.Edep ediyor muyuz o pek lüzumlu olan eşyayı, şimdi alamadığımızda?Buzdolabımız dolu ise, içecek suyumuz, yiyecek ekmeğimiz var ise, başımızın üzerinde bir çatı var ise gerçekten, can-ı gönülden şükrediyor muyuz?Lütfunun farkında mıyız?Yoksa doğal olarak hak ettim ben şımarıklığında mıyız? Kaç tane elbisemiz var hiç giymediğimiz? Kaç para harcıyoruz aslında hiç ihtiyaç duymadığımız şeylere? Bu doyurmaya çalıştığımız açlık nedir ruhumuzdaki? Kendimize gelelim güzel kardeşim.Bu dünya sınavından şerefimizle, edebimizle geçelim.Şımarıklık değil.Edep olsun hakikatimiz. Kurban psikolojisi çok rahat tabii, ben yapmadım o yaptıcılık, kendimize sorduk mu peki, ne hakkettik de bu sınavlar geldi? Şimdi fark etme zamanı. Bu coğrafyada, bu dünyada, merhametsizlik, vicdansızlık, bu ego ve bu şımarıklık olduğu müddetçe bu sahneler devam eder, Allah korusun.Hepimiz sorumluyuz ama.Uyananlardan olalım Allah aşkına. Ne yapacağız peki? Suçladığın her şeyde, dön bir daha sor kendine, eşinde, işinde, siyasette, sokakta, ailende. Hakkını verdim mi?(Devamı yorumlarda)
Safe place 🌳♥️
Kadın cinayetleri politiktir canım kardeşim.Elbette öyledir..Politika en temelde yol yöntem demektir çünkü.Toplumsal olarak da devlet içinde hayatta hep birlikte nerde nasıl yürüyeceğimizin yolu yöntemi… Eğer kadın giydiği giymediği yüzünden tecavüz suçunda hafifletici sebep ise, polis tacize müdahale etmiyor ise, küçücük kız çocukları katlediliyor ise biz bir yerde yanlış yaptık güzel kardeşim.Kabul edelim, hepimiz sorumluyuz, koruyamadık.Gittiğimiz yol yol değil. Bak bunları hem çocukken cinsel tacize uğrayan hem de şiddetin tacizin bir kaç çeşidine maruz kalan bir kadın olarak söylüyorum, aman ha, işkembe-i kübradan değil… Çözüm ne?Ne yapacağız? Bütün bu şiddetin altında yatan iki temel duygu var.Öfke ve onun altında da korku..Biz bu iki duygu ile BAŞA ÇIKMAYI öğrenmedikçe ve çocuklarımıza öğretmedikçe, şiddetin yerine şefkati koymadıkça daha çok mezar kazacağız güzel kardeşim. Hepimize çok iş düşüyor.Ailede normalleşen şiddet, ister sözel, ister fiziksel, ister ruhsal, çocuğa öğretiliyor.Normalleşiyor.O yüzden hepimiz önce kendimizden başlayacağız, öfkeni kontrol edebiliyor musun?Korkunu sakinleştirebiliyor musun sağlıkla?Uyuşturucu (yasal olmayanlar, alkol, televizyon, dedikodu, sosyal medya dahil) kullanmadan ama..Korkunu ve öfkeni karşına alıp, onları kabul edip geçmelerine, sağlıkla ifade etmeye ihtiyacımız var.Sanat bunun için var.Spor bunun için var. Bunları kendi hayatımızda gerçekleştirir isek ancak toplumsal değişim olacak çünkü.Büyükler hâl ile tebliğ derler..Sende olmayan deneyimlenmemiş bilgiyi öğretemezsin.Bu bir. İkincisi de devletin, en küçük birime kadar, ilk okul çağından itibaren bu duyguları , tanımlayan ve başa çıkmayı öğreten dersler vermesi şart; bununla ilgili içeriği sosyologlar ve psikologlar ile birlikte hazırlanmış cuma hutbeleri de verilmeli. Yaralı ergen bilinci ile yetişkin-miş(!) gibi yapan bir toplumuz maalesef, biz kendimizi iyileştirmeden, dönüştürmeden bu yara iyileşmeyecek. Biz içimizdeki kaosu bitirmezsek , bu savaşlar, bu cinayetler, bu şiddet devam edecek.Çünkü hayat bize bizden yansıyan ayna.O yüzden sorumluyum, sorumluyuz.Kendini seyrediyorsun bende.Sen iyileş ki dünya iyileşsin.Başka politikası yok bu işin.